Hot Scene ♥ Super Party #5
Donghae sinir bozucu bir kahkaha attı. A. buna anlam verememişti."Ne demek istiyorsun sen?! Demek danstan önce daha temizdim... Bir yandan haklısın aslında. Eun o kadar ateşliydi ki tüm bedenimi ona kaptırmıştım nasıl dans ettiğimi ben bile hatırlamıyorum. Aahh çok farklı bir histi." diye yanıt verdi A. ve devam etti "Sen kendine bak, yabancı birini anında odana getiriyorsun ve üstüne üstlük benim eteğimden "hiiç, önemsiz bir hizmetçinin kıyafetidir işte..." diye bahsediyorsun. Ayrıca madem bu kadar tavır yapacaktın, sen dansa kaldırsaydın beni!"
"Bu kadar çabuk pes edeceğini sanmıyordum..." dedi ve baygın bir şekilde bakıp aheste aheste alkışlamaya başladı. "Maskeniz düştü prenses..." dedi ve ekledi. "Bundan sonra lens taktığın zaman saçlarını toplamayı unutmamalısın. Ayrıca gecenin başında boynundaki fotoğraf makinesiyle çok daha ilgi çekici görünüyordun... En azından o danstan önce daha masum ve temizdin benim için." dedi ve kırmızı şarap kadehini A.'ya uzattı.
Donghae A.'nın cüretkar sözlerinden sonra biraz bozulmuştu.
"Maalesef bütün gece gözlerim gerçek seni aradı, o şirin bir fotoğrafçıyı yani... O kadar mesaj attım, aradım birine bile yanıt vermedin. Ama sen bambaşka bir isimle, gözünde lenslerle geldiğin için tanımamış olmam normal değil mi? Ayrıca senin kim olduğunu bahçede gözlerini ovuşturduğunda lensin kayınca anladım. O andan sonra benim için bir yabancı değildin yani." dedi. Bir anda toparlandı ve biraz önceki bad boy"a dönüştü. "Hem oldukça seksi görünen bir kızı odama getirdiysem ne olmuş yani? Ben de bir erkeğim sonuçta..." dedi Donghae küstah bir tavırla. Amacı A.'yı daha da kızdırmaktı. "Neyse daha fazla tutmayayım." dedi ve dalga geçerek ekledi "Seksi Eunhyuk'unun yanına git sen hadi..."
Aslı kıpkırmızı olmuştu. Onun kendisini seksi bulması hoşuna gitmişti ama bu gerçek düşüncesi miydi anlamamıştı. Çünkü Donghae değişik bir ruh hali içindeydi ve onu daha önce hiç böyle görmemişti.
"Bütün gece senden ufak da olsa bir ilgi bekledim. En azından tanıyacağını farz ederek benden etkileneceğini düşünmüştüm. Ama sen aval aval etrafa bakınıyordun ve ben karşındayken sen başka yerlerde arıyordun. Çelişkiye bakar mısın?! Ayrıca Eun'un yanında olmak istesem şu an orada olurdum. Heechul'a mesaj atıp Eun'u çağırmasını istemesem gecenin nerede sonlanacağını tahmin edebiliyordum. Bir anda kendime gelmeseydim her şey karmakarışık olacaktı. Eunhyuk o kadar çekiciydi ki ona hayır diyebileceğimi sanmıyordum." dedi ve göz kırptı A. Hayran hayran uzaklara dalarak konuşmasına devam etti. "Cidden nasıl bir tangoydu o öyle... Şu ana kadar amatör olarak da olsa birçok dans dersi aldım ve çeşitli partnerlerle gösterilere çıktım. Ama böylesine cesur ve kendine güvenen bir erkekle hiç dans etmemiştim... Kesinlikle kareografi değil ruhen yapılan bir danstı ve içinden neler geçtiğini dokunuşuyla anlayabiliyordum."
Donghae sanki bir anda çökmüştü. Elindeki kadehi yere düşürdü ve içinden "nasıl bu kadar kışkırtıcı olabiliyor..." diye düşündü. Daha fazla uğraşmasına gerek yoktu. A.'yı o gece Eun'a kaptırmıştı ve söylediklerine bakılırsa bunu artık değiştiremeyeceğini düşünüyordu.
"Tamam Eun'un mükemmelliği kelimelere sığmıyor. Anladım. Gözlerinde bir problem yoksa artık gidebilirsin." dedi gururlu bir sesle. A.'nın son dedikleri bardağı taşıran son damla olmuştu. Artık Eunhyuk'a olan hayranlığını anlatmasına tahammül edemiyordu. Kırılan bardağı umursamayarak pencereye doğru yürüdü ve perdeyi araladı. Parti tüm enerjisiyle devam ediyordu. Odadaki hüznün dışarı çıkmamasını umdu...