Hot Scene ♥ Super Party #7
İkisi de müziğin başlayacağını anlayınca toparlanmaya çalıştı. Bu Donghae için kolay oldu ama A. kendinde değil gibiydi. Donghae'nin yaptıklarına inanamıyordu. Daha dansa başlamamış olmalarına rağmen şu an Donghae Eunla kıyaslanamayacak derecede ateşli görünüyordu.(müziği başlatın)
...ve müzik başladı.
Donghae müzik başladığı sırada su içmeye gittiği için A.'dan 3-4 adım uzaktaydı. Bu sırada A. uzanıp masadan aldığı bir kalemle saçını topuz yapmıştı. Müzik başlayınca Donghae piyano bölümünü doldurmak için A.'ya doğru yavaş bir şekilde yürümeye başladı.
"Umarım bu müzik hep böyle gider..." diye düşündü A. Çünkü ani bir ritim değişikliğiyle Donghae'nin kendisini nasıl etkiliyeceğini biliyordu ve ona karşı koyamamaktan korkuyordu.
Açık olan gömleğinden gerdanı tamamen belli oluyordu ve su damlaları... Onlar A.'yı deli ediyordu çünkü bu onu aşırı seksi gösteriyordu.
Derken müzik bir anda hızlandı ve Donghae hızlı adımlarla A.ya doğru yürüdü ve onu belinden tutup kendine çekti. Kokusu... Parfümü o kadar cezbediciydi ki. A. bir anda kendini Donghae'yi boynundan öpecekken buldu ve afalladı.
Müzik öyle şehvetliydi ki böylesine ateşli bir dansa ancak bu yakışırdı. A. Donghae'nin karşısında sap gibi kaldığını düşünerek bir atak yapmak istedi. Sağ elini Donghae'nin omzuna koyarak yavaş bir şekilde ensesine doğru götürdü. Ensesinden başına doğru biraz daha yukarı çıkarak saçlarını okşamaya başladı. O sırada Donghae oldukça ateşli bir şekilde nefes alıp vererek A.'nın kulağına:
"Eunhyuk'un izlerini dudaklarından tamamen sileceğim..." diye fısıldadı ve yanağına ıslak bir öpücük kondurdu. Elini ters çevirip parmaklarını A.'nın dudaklarında gezdirdi.
Tamamen tek vücut olmuş gibiydiler. Donghae ayaklarıyla ritime ayak uydursa da A. yerinden kıpırdayamıyordu. O sırada Donghae A.'yı serbest bıraktı ve aralarındaki mesafe bir-iki karış kadar açıldı. Derken Donghae A.'nın omuzlarının biraz altından tutup sert bir şekilde çevirerek kendine sırtını dönmesini sağladı ve onu kendine doğru çekip göğsüne bastırdı. A.'nın ensesi Donghae'nin göğsüne değiyordu ve ıslanmıştı. A.'nın tüyleri diken diken oldu. Resmen titriyordu.
A.'yı yine serbest bıraktı ve onu kendine döndürdü. Göz gözeydiler. Donghae sağ elini A.'nın sırtına diğerini de yavaşça sol baldırına koydu. A.'nın birden gözleri fal taşı gibi açıldı. Donghae'nin bir eli derin sırt dekoltesi olan elbisesi nedeniyle sırtına diğeri de soldan yırtmacı sayesinde tenine değiyordu. A. bir anda çıldıracakmış gibi oldu ve refleks olarak müdahale etti.
"Donghae..." dedi A. derinden gelen haykırışla.
Donghae gözlerini kıstı ve A.'ya dik dik baktı. Öyle vahşi görünüyordu ki o an her şeyi yapabilirdi.
"Ben sana konuşursan ne yaparım demiştim?" dedi Donghae kızgın gibi görünerek. Hızlı bir şekilde A.'nın bacağını beline kadar kıvırdı ve sert bir şekilde A.'yı öpmeye başladı. Kesinlikle masum ve 2-3 saniye süren bir öpücük değildi. Bunu konuştuğu için yaptığı da bahaneydi. Donghae onu resmen öpmeyi arzuladığı için ve içinden gelerek öpüyordu.
A. artık dayanamamıştı ve o da Donghae'ye kendini kaptırdı. Artık öpme kısmı tek taraflı değildi. A.'nın da onu öpmesi Donghae'nin aşırı hoşuna gitmişti. Donghae artık onu daha çok istiyordu çünkü A.'nın da kendisini istediğine emindi. Bu öpüşme, sadece tangodan kaynaklanan klasik bir başlangıç değil, tehlikeli bir yanardağ gibi birbirlerine olan hislerinin patlamasıydı.
Müzik biraz değişince Donghae öpüşmeyi kesti. Bu büyük öpüşmeden sonra A.'nın kızarıp durgunlaşacağını düşünmüştü fakat tam tersi oldu.
"Eunhyuk'a dair tek bir iz bile kalmadı." dedi A. nefes kesici bir seksilikle.
A. bir anda ellerini Donghae'nin tek düğmesi ilikli olan gömleğinden içeri soktu ve yavaş bir şekilde vücuduna dokunmaya başladı. Öyle harika bir duyguydu ki bir anda kendine engel olamadı. Donghaeyi gömleğinden tutup onu kendine doğru çekti. Gömleğin sağ ve sol tarafını eliyle öyle bir hızla ayırdı ki düğme kopmuştu. Artık keşfetmediği ve dokunamadığı bir yer kalması imkansızdı.
İlk önce onu şehvetle boynundan öptü...
...daha sonra da su damlalarının olduğu yerden...
Bu sırada Donghae A.'nın saçındaki kalemi çekmişti. Topuzu harika bir şekilde çözüldü ve saçları sırt dekoltesine doğru dökülmüştü.
Donghae delirmiş gibiydi. Resmen gözlerinden ateş çıkıyordu. A.'nın sol bacağını serbest bıraktı ve tekrar beline sarılıp kendine doğru çekti. Müziğe uygun ilerlemeye çalışıyordu fakat aklı başından gitmişti. A.'nın öptüğü her yer karıncalanıyordu.
Onlar birbirlerine en yakın pozisyonlarındayken A. da ritme uymaya çalışarak birden geri geri yürümeye başladı ve ayağı arkasındaki şeye çarpınca durdu. Donghae onu serbest bırakarak elinden nazikçe tuttu ve biraz geriye açıldı. Müziğin keskinleştiği noktada onu kendine çekti ve A. dönerek koluna yaslanmıştı ve biraz geriye doğru eğilmişti.. Donghae kafasını yana, yani A.'ya çevirdiğinde yine göz göze geldiler. Donghae biraz eğilip elbisesinin yandaki fermuarını sonuna kadar açtı. Islak dudaklarıyla onu tekrar öpmeye hazırlanıyordu ki A. topuklu ayakkabısı nedeniyle birden dengesini kaybetti ve geri doğru düştü.
Şükür ki az önce ayağını çarptığı şey Donghae'nin yatağıydı ve sert bir şekilde yatağa düşmüştü. Donghae doğrulup ayağa kalkmasına izin vermeden yatağın üstüne çıktı ve hızlı bir şekilde dizlerinin üzerinde A.'ya doğru ilerlemeye başladı. O sırada A. Donghae'den habersiz kalkmaya yelteniyordu ki Donghae onu omuzlarından yakalayıp yatağa bastırdı.
"Ben mi Eun mu?" diye sordu ciddi bir tavırla. Birbirlerine o kadar yakınlardı ki A. Donghaenin nefesini yüzünde hissetmişti. Elini Donghae'nin başına koydu ve kendine çekerek onu olabildiğince ateşli bir şekilde öptü.
"Kesinlikle sen!" dedi ve A. sabırsız bir şekilde onun gömleğini çıkarmaya çalışırken Donghae fermuarını açmış olduğu elbiseyi A.'nın vücudundan sıyırmak için uğraşıyordu.